• Eklenme Tarihi : 25.12.2018
• Düzenlenme Tarihi : 13.02.2020
• Okunma Adedi : 121

    Doğumdan sonraki kırk günlük döneme lohusalık dönemi denir. Bu dönem, kadın yaşamının en hassas dönemi olan lohusalık dönemi, hormonların değişim gösterdiği, bağışıklık sisteminin zayıf olduğu, enfeksiyonlara açık, vücutta yıkım ve de yeniden yapılanmanın olduğu özel bir geçiş dönemidir. Lohusalık döneminde ilk 24-48 arasında anne ve bebek sağlık kuruluşunda izlenmeli ve tıbbî bakım yapılmalıdır.
    Doğum sonrası, lohusalık dönemini içine alan ilk 6 hafta, annenin fiziksel ve ruhsal açıdan değişim yaşadığı, hamileliğin oluşturduğu değişikliklerin azaldığı dönemdir. Bu dönemin sonunda rahim küçülür eski boyutuna gelir ve doğuma bağlı dikişler iyileşmeye başlar. Bebek de altı haftanın sonunda anne ile uyumu sağlamış; gaz sıkıntıları, uyku-uyanıklık periyotları vb. çoğunlukla çözüme ulaşmıştır.
    Lohusalık süresince, genelde kırk gün bitene kadar cinsel ilişki önerilmez. Annenin lohusa kanaması yaşadığı, belki emzirmeden dolayı meme başı çatlaklarıyla mücadele ettiği bu dönemde sağlıklı beslenmesi ve sık sık uyuması gerekir. Bununla beraber, anne hareketlerini kısıtlamamalıdır. Aksine evin içinde dolaşması, bağırsak düzenini olumlu etkileyecek, vücuttaki ödemi atmasını sağlayacak ve gaz şikayetlerini azaltacaktır.
    Eğer varsa, dikişler iyileşmeye başladıktan sonra, annenin egzersiz yapması karın kaslarının sıkılaşması için faydalı olacaktır. Doğumu takiben, değişen vücut dengelerine bağlı olarak saç dökülmeleri görülmektedir. Telaşlanmaya gerek olmayan bu durum çoğunlukla geçicidir. Bu durumda hekime başvurup gerekli takviyeler alınabilir.